Merhaba. Açıklamalarıyla sık yapılan yanlışlar var bu dersimizde. Sürekli kullandığımız, dikkatimizi çeken birtakım yanlışlıklardan söz edeceğim. Öncelikle 'adına' ile başlamak istiyorum. Son yıllarda bayağı popüler olan bir yanlış. Çok kullanıyoruz 'adına'yı. 'Gelmek adına, 'gülmek adına' 'ağlamak adına', 'yalvarmak adına', 'başarı adına', 'güzellik adına' gibi şeyler yapıyoruz. Aslında hiç gerek yok ve yanlış. 'Adına' sadece bir şeye vekaleten dememiz gereken yani birinin adına para çekeriz, birinin adına bir mal alırız mesela. 'Adına'yı kullanmamamız lazım. Onun yerine basit bir sözcük var. 'İçin' Buraya gelmek için. Buraya gelmek adına değil, buraya gelmek için zorluklar çektim vesaire gibi.. Burada devam ediyoruz. 'Adele' demiyoruz mesela 'adale' dememiz gerekiyor. Veya işte yine yazıyla da ilgili sorunlar var. Onları da biraz inceleyeceğiz. 'Af edersiniz' değil de 'affedersiniz'. Yine çok yapılan bir yanlış 'afili'yi çift 'l' ile yazmak ve söylemek. 'Afili'. 'Afili yalnızlık' diye bir şey var. Hatta bir albüm. Yine bir sıkıntı var. 'Ahçı' olmamalı. Adı üstünde 'aş'tan 'yemek'ten geliyor. 'Aşçı' Bu sabit telefonlardaki her ne kadar 'ahize' desekte aslı bunun 'a:hize'. Bizi aydınlatmaya yarıyor. 'avi:ze' bu 'a:hize'. yani sadece 'A' sözcüğü, 'a' hecesi yani ünlüsü uzuyor. 'Ahlak' ayrı bir konu. Şurayı temizleyeyim. Rahat görmeniz açısından. 'Ahlak' Ek geldiğinde asla yumuşamaması gereken bir sözcük. 'Ahlâ:kı'. Buna 'hukuku' da koyabiliriz bakın. 'Hukuk', ek geldiğinde 'hukuk:u' oluyor. Tabi 'u' ek, u uzuyor burada. 'Hukuk:u', 'ahlâ:kı', 'hukuk:u' ileride yine söz edeceğim. 'Erza:kı', 'evra:kı' gibi 'ahlâ:kı'. Yani 'ahlâğı' diye yumuşatmıyoruz, 'Ahlağı' diye yumuşatmıyoruz bunu. 'Akabinde', 'aka:binde' gibi uzatmamak gerekiyor. 'Aksan' sözcüğü ilginç. İngilizce köklü yanılmıyorsam. 'Aksan' sözcüğüne de ek getirildiğinde uzamaması gerekiyor. 'Aksanı bozuk' dememiz gerekiyor. 'Aksa:nı ' değil de, 'aksanı bozuk'. Yine 'alfabe', 'alfa'dan ve 'beta'dan oluşmuş biliyorsunuz. 'Alfabe', 'al:fa:be' diye uzatmamak gerekiyor. Daha Türkçesi, daha yeni Türkçesi 'abece', 'abece', 'alfabe', 'abece'de kullanıyoruz bunun yerine. 'Anormal' ve 'aşırı'yı aşırı kullanmaya başladık son zamanlarda ve özellikle olumlu şeyler için kullanılması çok yanlış. 'Anormal' ve 'aşırı' ikisi de olumsuz şeyleri kullanmamız için, olumsuz birtakım anlatımlarda bulunmamız için kullanmamız gereken sözcükler. Dikkat etmemiz gerekiyor. Çok şu aralar kullanılmayan bir şey, 'antiparantez' dediğimiz, hani 'şunu da belirteyim' anlamındaki sözcük. Aslı 'antrparantez' yani 'antre', 'giriş' anlamında Fransızcadan gelen 'antrparantez'. Son zamanlarda çok duymuyorum yani gençlikte pek duyduğum bir şey değil ama buraya koyma ihtiyacı hissettim. 'Antrparantez' yani 'antiparantez' diye bir şey yok. 'Arka fon' çok sevimsiz. Yani you 'arkası' diyeceğiz you 'fon' diyeceğiz. 'Fon' demek zaten 'arka taraf' demek. Yani 'fon'la bunu kullanabiliyoruz. Hiç 'arka fon' demememiz lazım. Sadece 'fon' desek yeterli. Yine bir, şurada bir 'arttırmak' son zamanlarda yine dikkatimi çeken bir yanlış. Tek 't' ile kullanmamız gerekiyor. 'Artırmak', 'artırmak'. 'Arttırmak' değil. Yine bu sözcük, 'asa' sözcüğü eski metinlerde, Shakespeare metinlerinde daha çok geçiyor. Baston. 'Asa:' yani ilk hece uzamıyor. 'Asa:' Daha önce de söz etmiştik sanıyorum, bu ünlülerin uzaması konusunda. Şöyle temizleyelim. Evet, bir kaç sözcüğümüz daha var. devam ediyoruz. 'Ayar'. 'Ayar' nasıl söylenmeli? 'A:yar' mı, 'ayar' mı? Hiçbir şekilde uzamaz. Hiçbir hecesi uzamıyor. 'Ayar', 'ayarı' 'ayarı bozuk', 'ayarı bozuk'. Yine bir yanlış 'Banyo yapmak', 'banyo almak', 'have a bath' İngilizceden gelen. Halbuki sadece güzel, tek sözcüğümüz var Türkçede. 'Yıkanmak'. Evet, bu kadar basit. 'Banyo yapmak', 'banyo almak' asla kullanılmamalı. Yine bir yanlış, 'bedeli pahalı'. 'Bedel' 'pahalı' desek kafi. Veya 'bedeli yüksek' desek tamam ama 'bedeli pahalı' dediğimizde yanlışa düşmüş oluyoruz. Yine bir fazla kullanım diyeyim, özellikle son yıllarda Türkçe'nin daha ekonomik kullanılması için buradaki bir hece gitti. Yani you 'bilmezden gelmek' demeliyiz yada 'bilmezlikten gelmek'. İkisi de doğru. 'Bilmezden gelmek' yada 'bilmezlikten gelmek'. 'Bilmemezlikten gelmek' yok. Şöyle bir temizleyeyim yine rahat görmemiz için. 'Birarada', 'birşey', 'birara' hepsi yanlış burada tabii. Hep ayırmamız gereken şeyler özellikle bütün 'şey'ler ayrı yazılır. Bunu özellikle yazayım. Bütün 'şey'ler ayrı yazılmalı. Buradaki 'bir takım', 'birtakım' da bitişik yazmamız gereken 'bazı' anlamına gelen sözcük. 'Boşa heba etmek' yine yanlış bir kullanım. Fazladan bir ekleme var. Yani 'boşa harcamak' diyebiliriz veya 'heba etmek' diyebiliriz. you 'heba etmeği' kullanabiliriz you da 'boşa harcamak' diyebiliriz. 'Boşa harcamak' biraz daha günümüze yakın. Sanıyorum onu kullansak daha güzel. 'Boy bos' daha güzel burada 'boy pos' yerine. 'Can güvenliği tehlikede' yine fazla bir kullanım. 'Canımız tehlikede' diyebiliriz. 'Can güveniğimizi kaybettik' diyebilir miyiz? Diyemeyiz. 'Can güvenliği tehlikede' fazla ve yanlış kullanım. 'Canımız tehlikede' demeliyiz. Evet, en önemli, bu sayfanın en çarpıcı deyimlerine geldik. Buyrunuz. 'Cinnet getirmek' mi, 'cinnet geçirmek' mi? Evet, 'cinnet getirmek' mi, 'cinnet geçirmek' mi? Şimdi seyreden arkadaşlarımızın kimi 'cinnet getirmek' diyor ısrarla, 'cinnet geçirmek' diye birşey duymadım diyor. Kimi de 'cinnet geçirmek' diyor. Hayır, 'cinnet getirmek' diye bir şey yok diyor. İkisi de doğru. Yalnız anlamları farklı. 'Cinnet getirmek', anlık delirme belirtisi göstermek. Anlık bir durum. Ama 'cinnet geçirmek' bayağı delirmek. Daha kalıcı, yani kalıcı diyeyim buna. Cinnet geçirmek daha kalıcı. Cinnet geçirdi ve birini öldürdü. 'Cinnet getirerek etrafına saldırdı' mesela. Anlık delirme belirtisi gösterdi, iğneyi yaptılar, sakinleşti gibi. 'Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın' şu aralar pek kullanılmıyor günümüzde ama bir nesil çok kullanır aslında. Yani 'ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın' deriz. Hafife alırız karşımızdakini. aslında buradaki 'cürüm' suç demektir Arapçada. Halbu ki burada 'cirim' sözcüğünü kullanmamız lazım. 'Cirim' yani 'hacim'. Biz bunlara 'galat olmuş' deyimler diyoruz yani 'galatı meşhur' diyoruz. Sonra 'galatı meşru'ya dönüyor. Yani yaygın yanlışlar bir süre sonra, yaygın yanlışlar kullanıla kullanıla doğru biçme, yani doğru olarak kullanılmaya başlıyor. Doğruymuş gibi kullanılmaya başlıyor. Aslında yanlış. Ateş olsan suçun kadar yer yakarsın, yanlış tabii. Ateş olsan hacmin kadar yer yakarsın diye kullanılması gerekiyor. Çoğul eki yabancı dillerdeki gibi, yani çoğul ekleri var, çoğu, birçoğu, epey, bir yığından sonra lütfen çoğul sözcük getirmeyelim. "Bir sürü kitaplar aldım" dediğimiz zaman yanlışa düşmüş oluyoruz. "Bir sürü kitap aldım, kitab aldım" daha doğru. "İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek" dediğimde, "dahi", ama Einstein için söylenir you hep, veya Nietzsche bir "dahi" miydi? Nietzsche. Nietzsche bir dahi olabilir. Tartışılmalı, tartışmalı bir konu tabii. Dahi ile dahi'yi karıştırmamamız gerekiyor. Defile'de uzatma yok "defiile" diye. Defile. Geldik yine dilimize, Türkçemize geçişte değişen sözcüklere. T'si filan kalmadı artık. Deodoran. Yine eski bir sözcük, devirdaim. Aslı devridaim. Dinazoru tabii böyle yazmamamız gerekiyor, 'dinozor' olarak yazmamız gerekiyor. Direk. Direk gidiyorum. Direk neye, nereye gidiyorsunuz? Direk gidiyorum. Buradaki "direkt" tabii. İngilizceden "direct." Onun yerine bunu kullanmayalım. Doğrudan. Veyahut doğru gidiyorum, doğrudan gidiyorum, desek daha Türkçe olacak. Yine döküman diyorlar. Denmemesi gereken tabii, doküman, ama daha Türkçesi var. Belge. Belge desek daha doğru tabii. Buyrun yine bir kargaşa var. Eksoz mu, egzos mu, egzost mu, eksoz mu? Söyleyemiyorum da. Egzoz mu, ekzost mu? Hangisi doğru? Egzoz. Egzoz doğru. Eğer sözcüğü eyerle karıştırılıyor. Atın üstüne konan eyer, vurgusu yerde. Eğerse, bakın hafif y'leşme var, doğrudur, ama hece vurgusu burada. Eyer atın eyeri. Onun için karışmaması lazım. Erzak, evrak, ahlakta söylediğim gibi burada asla yumuşatmamam gerekiyor evrağa, erzağa diye. Erzakı, evrakı demem lazım. Bir de asıl önemli, asla evraklar, erzaklar diye kullanmamam gerekiyor çünkü evrak çoğul bir sözcük, erzak çoğul bir sözcük. Erzak rızkın çoğulu, evrak varakın çoğulu, yaprak demek. Ama tabii daha Türkçesi yine belge. Belge diye kullanmamız daha doğru olur. Evrak daha eski bir sözcük. Belgeler diyebiliriz tabii. Devam edelim bakalım ne var. Eski sözcüğü. Şöyle bir kullanım var: Maliye eski bakanı veya Kültür eski bakanı. Böyle mi demek lazım? Eski kültür bakanı daha doğru herhalde. Eski maliye bakanı veya çünkü maliye bakanını niteleyeceğiz you, başına getirmemiz lazım. Sanki daha doğru. Endişede biraz böyle bir, oradaki i'de bir uzatmak gerekiyor. Endişe. Entelektüel, daha önce söz etmiştim, entelektüel tek l ile yani çift l'yle kullanmamak.. Bu tek ş ile. Eşek. Eşek. Buradaki durumlar nasıl? Yani fantazi yerine, fantezi, faranjıt, faranjit yerine farenjit olarak kullanmak gerekiyor. Fıkra, fıkrası var. Fıkraa diye uzatmamak gerekiyor. Fiyatı pahalı, yine burada biraz öncekinle aynı. Bedeli pahalıdaki gibi kullanmamak gerekiyor. Fotoğraf yerine resim kullanıldığı oluyor. Bu da büyük bir yanlış. Resim çizmek. Bakın, resim çizdim. Bu bir resim. Elle çizdiğim bir şey. Makineyle çektiğim ise fotoğraf. Bu örneklere devam edeceğiz, alfabetik sırayla. Görüşmek üzere.